6 Nisan 2011 Çarşamba

Ben Bir İnternet Bağımlısıyım (Bir İnternet Bağımlısının İtirafları)


En samimi itirafım. Ama sözlerime başlamadan önce aşağıda anlatacaklarımın kesinlikle insanlara interneti, siteleri girmeyi, Chat yapmayı özendirecek nitelikte olmadığını belirtmek isterim. Zira ben gençliğimi, en verimli yıllarımı internete heba ettim ve bu yok oluş hikâyemi de tüm detaylarıyla anlatacağım.

Bu lanet benim yıllarımı götürdü. Hayattan keyif alan benliğimi sömürdü. Yürüyen bir robota dönüştürdü.

Lise yıllarımdı. Hep Beyoğlu’ndaki Memo Sokak’ta takılıyorduk. Memo sokak şimdi yok ama belki son halinden dolayı aklınızda kötü bir imaj belirecektir. O zamanlar sandığınız gibi değildi. Aklı çalışan, keyifli, hayattan zevk alan neşeli gençlerdik ve orada toplanır eğlenirdik. Geyik yapar, şakalaşırdık. Karıya kıza yavşardık. Manita yapmaya çalışırdık. Bense gerçekten grup içinde çok sevilen, her zaman çağırılan gencecik, gözleri parıldayan bir delikanlıydım. Saçlarım simsiyah ve parıl parıldı.

Biz kendi halimizde takılırken aylar sonra Memo Sokak’ta garip tipler belirmeye başladı. İstanbul’un varoşlarından kopmuş, deri ceketli, etrafa caka satan, içimize girmeye çalışan tiplerdi. İnternet satmaya çalışan tiplermiş onlar. Sonradan anladık ama iş işten geçmişti. Geçmesi işten bile değildi çünkü herkes içten bile değildi. Ne yazık ki etrafımızdaki gencecik çocukların bir çoğu internete o zamanlarda başladı. İşin garibi, bize sürekli kimlik soran polisler bu insanları hiç görmüyordu. Umurlarında da değildi zaten şimdi düşününce…

Ben kişisel olarak internete çok karşıydım. Bunu da defalarca grup içinde belirtmiştim. Ama o zaman bir tane kız arkadaşım vardı ve abisi internete giriyordu. Abisi de biz arkadaşlarla evde takılırken geliyordu ve bizimle sohbet etmeye çalışıyordu. Sonra birden muhabbetin ortasındayken “Ben bir internete bakıp geleceğim” diyordu. Ben o kadar karşı olmama rağmen, kimse sesini çıkarmamasına rağmen hepimiz aslında içten içe merak ediyorduk.

Bir gün yine abisi “Ben bir internete bakıp geleyim” dedi. Ben de gizlice peşinden gittim. Bir internet cafe’ye gitmişti. Tam bilgisayarın başına oturacakken klavyesini elinin altından çektim. Bu birden delirdi. “Ne yapıyorsun?” sen diye bağırdı. “Bunu yapacaksan, internete gireceksen, gözümün önünde gireceksin” dedim. Ik mık etti, yapmak istemedi ama en sonunda dayanamadı ve “Tamam” dedi. Ne kadar aptalca bir hareket yaptığımı şimdi fark ediyorum ama o zaman bana onun internete girişi, Mirc’e bağlanışı, porno sitelere bakışı ve tüm bu muhteşem ritüel çok çekici gelmişti.

O gün internete başladım.

Aslında internete tamamen bağımlı olmam uzun bir sürece yayıldı. Başlangıçta sadece mail kutuma bakıyordum. Sonraları Mirc, sohbet odaları, Chat, porno siteler derken tam bir internet bağımlısı olmuştum. İşin kötüsü de ne biliyor musunuz? Benim bir çok arkadaşım da sırf ben başladım diye benden gizli gizli internete girmeye başlamışlardı. Bir çok pırıl pırıl arkadaşımın da sonunu hazırlamıştım farkında olmadan.

Gün geçtikçe arkadaşlık bağlarımız koptu. O pırıl pırıl gençler gitti yerine her gün internete giren, sohbet eden, porno sitelere giren hayattan keyif alamayan gençler geldi. Ben yaklaşık yedi ay sonra ilk kez bir internet krizine girdim. Sabah kalkıp okula gitmem gerekirken bana tireme geldi. İnternetsiz yapamıyordum. Tüm vücudum adeta bir felç geçirmişçesine titriyor internete girmek için yalvarıyordu. Hemen son gücümle, evde kıyıda köşede bulduğum, babamın cebinden çaldığım paralarla internet cafe’ye gittim. Ve internet bağımlılığının en ilginç yanı ne biliyor musunuz? O internetin başına oturup, çetleşmeye girdiğiniz an tüm hastalığınız sona eriyor. İnternet sizi hem hasta ediyor hem de iyileştiriyor.

Ailemin yüzünü bile artık görmüyordum. Eve geç giriyordum, gün boyu kalkmıyordum. Beni yakalamasınlar diye kapımı bile kilitliyordum. Babam beni birkaç kez kemerle dövmeye kalktı ama ağladığım için acıdı “Odana git” dedi. Zaten odamda olduğum için pencereden atladım ve o günden sonra bir daha eve dönmedim.

Sokaklarda dileniyordum. İnternete girebilmek için daha fazla dilendim, tuvaletler temizledim. Şimdi söylemek istemeyeceğim kadar pis işe bulaştım. Ve o zaman internet de yavaştı. Ama daha fazla internet için daha fazla para bulmak zorundaydım. İnternet bağımlıları bilir, internet bir süre sonra yetmez. Vücut daha fazla internet ister. Zaten internet bağımlılığından ölenler, interneti yeteri kadar alamayıp daha hızlı alabilmek için götüne mouse, klavye, USB stick, CD sokanlar olmuştur.

İnternet krizlerim gün geçtikçe artıyordu. Porno sitelerdeki fotoğrafların açılmasını bile bekleyemiyordum. 33600 modemlerle sayfalar süt beyaz açılıp iki saat bekleme süresiyle baş başa kaldığımda çıldıracak gibi oluyordum.

O süre içinde bir çok arkadaşımız aramızdan ayrıldı. İnternet başındayken ölenler de oldu, kol gibi gelen faturalar yüzünden “Babam sikeceğine ben kendimi sikeyim” deyip intihar edenler de oldu. Ama sonuçta yalnız kalakaldım.

Bir gün internetin dozunu ayarlayamadım. Aynı anda hem çet, hem oyun, hem porno oynarken aşırı doz aldığımdan kalbim durdu. Yere yığıldım. Şansıma o sırada bir doktor da porno izliyormuş. Hemen elini peçeteye silip yanıma geldi ve kalbimi tekrar çalıştırdı. Bugün bu satırları yazabiliyorsam onun sayesindedir.

Polis beni bulup hastaneye kaldırdığında internete girdiğim de anlaşılmış oldu. Hemen aileme haber verdiler. Ailem de geldi ve benim internete girdiğimi onlar da anladı. Yüzlerine bakamadım. Annem bir gün boyunca ağladı. En son gece yarısı olduğunda ben ağzımı açıp “Anne ben bu internetten kurtulmak istiyorum” dedim.

Beni tedavi için Ege’de bir balıkçı kasabasına yerleştirdiler. İkametgahımı da oraya aldılar. Oradan tam yedi kez kaçtım. Üç kez daha kalbim durdu porno izlerken. Ama en sonunda karar verdim ve bir senelik Ege’de balıkçı kasabası tedavisinden sonra interneti tamamen bıraktım.

Ama hayata geri döndüğümde şaşkındım. Ne yapacağımı bilemiyordum. Hiç arkadaşım kalmamıştı. Sudan çıkmış balığa dönmüştüm. Kendimi öğrenmeye verdim. Çok öğrendim. Bir daha internete tam olarak dönmedim. Sadece iki kez yavşadığım kız link gönderdi diye Fizy’ye girdim. Bir kez de Youtube’a girdim ama yasaklı olduğu için tutuklandım. Onun için de tekrar tedavi görmek zorunda kaldım.

Şimdi tamamen temizim ama halen aklıma internet geliyor. Yakamı halen bırakmadı. Hem de internetten karı düşürenleri gördükçe halen aklıma düşüyor ama hem kendime hem aileme söz verdim artık internete girmeyeceğim. Umarım bu sözümü yerine getirebilirim.

Ve gençler! Sizlere tavsiyemdir. Siz, siz olun, internete bulaşmayın! hayatınızı karartmayın…

2 yorum:

  1. bugün bimde sevgilimi gördüm yazınız okudum tesadüfen.hem güldüm hem de üzüldüm.yukarıdaki yazı gerçek mi?

    YanıtlaSil
  2. böyle hiyake mi olur

    YanıtlaSil